WEBERHAUS (DOKUMACILAR EVİ)
Augsburg’un tekstil mirası ve Türkiye’den izler

Fotoğraf: Richard Huber, 2013. Kaynak: Wikimedia Commons, Lisans: CC BY-SA 4.0.
Augsburg’un kalbinde yer alan Weberhaus, sadece tarihi bir yapı değil, geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir köprüdür. 1389 yılında inşa edilen yapı, uzun yıllar boyunca dokumacıların lonca evi olarak hizmet verdi. Orta Çağ şehir yaşamında merkezi bir rol oynayan bu meslek birliği, zanaatkârların ekonomik ve sosyal çıkarlarını korurken el sanatlarının da odağıydı.
Yüzyıllar içinde yaşanan değişimler
Zamanla yangınlar, savaşlar ve şehircilik kararları nedeniyle yapı defalarca onarımdan geçti; kimi bölümleri yeniden ayağa kaldırıldı, cephe resimleri ise dönemlerin estetik anlayışına göre birkaç kez yenilendi. En son değişimini 2004’te geçirdi; ardından 2007–2008’de restore edilerek bugünkü görünümünü aldı.
Binanın bugünkü hali
Mevcut cephedeki freskler, Augsburg’u Avrupa’nın önde gelen tekstil şehirlerinden biri haline getiren zengin dokuma kültürünü yansıtır. Mitolojik figürler, tarihsel sahneler ve toplumsal temalar bir arada yer alır; zafer ve adalet sembolleri, savaş tasvirleri ve emek motifleri aynı anlatım içinde iç içe geçer. Zaman zaman yapının mimari öğeleri de kompozisyona dahil edilir; böylece neredeyse üç boyutlu bir görünüm oluşur. Mitoloji ile zanaatın, kahramanlıkla gündelik emeğin kesiştiği bu dil, Weberhaus’u adeta bir zanaatkârlık tapınağına dönüştürür.
Binanın cephesinin geçmişi

August Brandes: Doğu cephesinin fresklerinin rekonstrüksiyonu, 1903. Augsburg Sanat Koleksiyonları ve Müzeleri.

Weberhaus’un doğu cephesinden ikinci detay: Osmanlı İmparatorluğu’yla ticareti gösteren başka bir sahne.
Bugünkü fresklerin bulunduğu yerde yaklaşık üç yüzyıl boyunca farklı sahneler yer alıyordu. 1606’da ressam ve mimar Matthias Kager’in yaptığı duvar resimlerinde Venedikli tüccarların Osmanlı topraklarında pamuk ticareti yapması ve bu malları Augsburg’daki dokumacılara satması betimleniyordu; ancak 20. yüzyıldaki cephe yenilemeleri sırasında bu tasvirler kaldırıldı ve yerini bugünkü kompozisyonlara bıraktı.
Yüzyıllar Boyunca Süren Tekstil Emeği ve Göç
Bu tarih, yüzyıllar sonra bambaşka bir şekilde yeniden hayat buldu: 1960’larda Almanya’nın sanayisini güçlendirmek amacıyla Türkiye’den gelen işçiler, Augsburg’un hızla sanayileşen dokuma fabrikalarında çalışmaya başladılar. Osmanlı’dan gelen pamuğu bir zamanlar Augsburglu dokumacılar işlemişti; yüzyıllar sonra bu üretim geleneği, Türkiye’den gelen işçilerin emeğiyle yeniden hayat buldu. Emekle şekillenmiş, sanatla anlatılmış ve göçle örülmüş bu yapı, bugün hâlâ herkes için ortak bir hafıza mekânıdır.
Augsburg’da Türkiye İzleri
- AUGUSTUSBRUNNEN (AUGUSTUS ÇEŞMESİ): Augsburg ve Türkiye’de ortak Roma mirası
- WEBERHAUS (DOKUMACILAR EVİ): Augsburg’un tekstil mirası ve Türkiye’den izler
- KRESSLESMÜHLE (KRESSLES DEĞİRMENİ): Augsburg’un kalbindeki tarihî bir yapı – dayanışmanın simgesi
- HÖHMANNHAUS (HÖHMANN KONAĞI): Augsburg’da bir Osmanlı kadını – aşkın ve dönüşümün hikâyesi
- BRECHTHAUS (BRECHT EVİ): Brecht ve Hikmet – dünyaca ünlü iki şairin yolları kesişti, izleri Augsburg’da ve Türkiye’de
- MOZARTHAUS (MOZART EVİ): Augsburglu Mozart ve Osmanlı ezgileri
- TEKSTILVIERTEL (TEKSTİL BÖLGESİ): Çalışmak için geldiler, yeni bir yurt buldular
-
AUGSBURGER DOM (AUGSBURG KATEDRALİ): Osmanlı sancağı katedralde – savaşın izleri ve kültürel miras
Das Projekt „Meine Stadt – Meine Geschichte“ beschäftigt sich mit der Ausarbeitung und Digitalisierung der migrantisch geprägten Stadtführungen und ist Teil von DIWA 4.0. Das EU-geförderte Projekt DIWA 4.0 unter der Leitung des Büros für gesellschaftliche Integration der Stadt Augsburg setzt sich aktiv für die gleichberechtigte Teilhabe Neuzugewanderter und ein respektvolles Miteinander ein. Mehr Informationen: augsburg.de/diwa

