3 Epochen aus Fatimas Leben; Malerin: Svetlana Salitan

HÖHMANNHAUS (HÖHMANN KONAĞI)

Augsburg’da Bir Osmanlı Kadını – Aşkın ve Dönüşümün Hikâyesi

Maria Anna Augusta Coelestina Fatma vor dem Spiegel; Quelle: Wikipedia

Maria Anna Augusta Coelestina Fatma vor dem Spiegel; Quelle: Wikipedia

Höhmannhaus; Quelle: Wikipedia

Höhmannhaus; Quelle: Wikipedia

Augsburg’un merkezindeki Maximilian Caddesi üzerinde bulunan Höhmannhaus, sıra dışı bir aşk hikayesine tanıklık etmiştir. Fatma, bir Osmanlı paşasının kızıydı, hatta söylentilere göre bir sultanın torunuydu. İyi yetiştirilmiş, eğitimli ve güzel bir kadındı. 1686 yılında Budapeşte’de Türklere karşı yapılan savaşta esir alındı. Başlangıçta General Markgraf Hermann von Baden’in mülkiyetine geçti; daha sonra yeğeni, “Türkenlouis” olarak bilinen Ludwig von Baden’e devredildi. Diğer birçok Türk esir gibi vaftiz edilerek Maria Anna Augusta Coelestina Fatma adını aldı.

Bu olağanüstü hikâye, Friedrich Magnus von Castell-Remlingen’in Augusta Fatma’ya aşık olmasıyla başladı. Kont Castell, onu Baden Beyi’nden satın aldıktan sonra 1708 yılında Augsburg’a geldi ve aralarında bir Türk hizmetçinin de bulunduğu Höhmannhaus’u hizmetkârlarıyla birlikte satın aldı.

Augusta Fatma, güzelliği, zekâsı ve insan ilişkilerindeki sıcaklığıyla çevresinde hayranlık uyandıran bir kadındı. Bavyera hükümdarı Max Emanuel’in eşiyle, Fugger ailesiyle ve Habsburg Hanedanı’ndan seçkin kişilerle dostluk kurmuştu. Onun sayesinde Höhmannhaus, sohbetlerin ve müziğin buluştuğu zarif bir mekân haline geldi.

Porträt von Friedrich Magnus von Castell-Remlingen; Quelle: Wikipedia

Porträt von Friedrich Magnus von Castell-Remlingen; Quelle: Wikipedia

Kont Castell, o dönemde Frankonya’daki evinden uzakta, eşi Susanna Johanna zu Oettingen’den uzun süredir ayrı yaşıyordu. Eşinin ölümünden sonra, 1714 yılında Augusta Fatma ile evlendi. Böylece Fatma, 50 yaşında bir kontes oldu. Kont, ölümünden önce Höhmannhaus’u ona bırakmıştı. Rivayetlere göre Augusta Fatma, o yıllarda büyük borç içinde olan Kont’a zengin bir çeyiz getirerek hem onun mali durumunu düzeltmiş hem de miras hakkı elde etmiştir.

1717’de Kont’un ölümünden sonra, Augusta Fatma kocasının ailesinin düşmanlığıyla karşılaştı ve uzun bir miras mücadelesi vermek zorunda kaldı. Birkaç yıl sonra, 1726’da Konstanz Gölü kıyısındaki Markdorf Manastırı’na taşındı. Manastıra yaptığı bağışlarla en büyük hayırseverlerinden biri olarak anıldı. 29 yıl boyunca orada yaşadı. 1755 yılında, 93 yaşında hayatını kaybetti ve manastırın bahçesine gömüldü.

Kahvenin Augsburg’da ilk kez onun tarafından sunulduğu söylenir. Aslında 1500’lü yıllarda Augsburg’lu botanikçi Leonhard Rauwolf Ortadoğu seyahatlerinde kahveden söz etmişti; ancak bu içeceğin şehirde tanınıp sevilmesini sağlayan kişi Augusta Fatma olduğu anlatılır.

Augusta Fatma’nın hayatı, Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa arasındaki tarihi ilişkilerin bir savaşla başlayıp bir aşk ve dönüşüm hikayesine evrilmesinin etkileyici bir örneğidir. Höhmannhaus, bu kültürel karşılaşmanın bir tanığı olarak günümüze ulaşmıştır. Bina artık belediyeye aittir ve bir kısmı sanat galerisi olarak kullanılmaktadır.

 

 


Das Projekt „Meine Stadt – Meine Geschichte“ beschäftigt sich mit der Ausarbeitung und Digitalisierung der migrantisch geprägten Stadtführungen und ist Teil von DIWA 4.0. Das EU-geförderte Projekt DIWA 4.0 unter der Leitung des Büros für gesellschaftliche Integration der Stadt Augsburg setzt sich aktiv für die gleichberechtigte Teilhabe Neuzugewanderter und ein respektvolles Miteinander ein. Mehr Informationen: augsburg.de/diwa

Förderleiste DIWA EU und Stadt Augsburg